şifreler önceden verilmişti. şifrelerin ne olduğu ile ilgili bilgiyi bile okumaktan aciz bünye, çalagöz okuduğu tarifi uygulamaya geçti. evet, niyet ustanın tarifinden yola çıkıp biscotti yapmak, pazartesi iş arkadaşlarına hava atmaktı. evrenin dünyasında sıklıkla olmasa da hamaratlığını sanal dünyaya ucundan azıcık gösteren bünyeye dedim ki bu sabah; sen iyice tembel oldun; elinde ayar, dilinde tat, masanda ağırlayacak konuk kalmadı. bu azara gülüp geçemeyen bünye, kalktı, ilk iş sokakları uyandırdı. kargalarla kahvaltı etti ve elinde bir poşetle evine döndü. çıkmadan önce pırıl pırıl yaptığı mutfağını, ölçülerine sadık kalarak, una, şekere, kakaoya, yumurtaya, vanilya ve kabartma tozuna buladı. yetmedi, fındık, badem ve çikolata ile son süslemeleri de yaptı ve altını üstüne getirdiği mutfağı ile baş başa kalmak üzere, bir türlü yuvarlayamadığı hamurları tepsi içinde, sıcak mağaraya gönderdi.
içindeki düzenli tertip tanrılarını kızdırmamak için mutfağı toplayamaya koyuldu. hepi topu 25 dakika sonra, dinlenmek isteyecek kendini kek sanan biscotti taslağını fırından çıkartması gerekiyordu. çünkü tarife göre iyice soğuduktan sonra bir kere de 150 derecede pişirecekti ki, zaten biscotti adı da iki kere pişirip kurutmaktan geliyordu.
ilk pişirmenin dolmasına 5 dakika kala yazısını yazmaya başladı. ve fırının yanıyorum allah kurtar biscottileri çağrısı ile yeniden yerinden kalktı. ve ilk izlenim: 'bu hamur neden yayıldı, ama olsun, koku muhteşem, şekil pek de şefinkine benzemedi' olsa da, aşırmak yöntemi ile ucundan tadına bakıldı ve lezzet onaylandı. hem şekilci miydi ki bünye? şeklini önemsemedi. iyice soğuyan taslağı dilimledi ve iyice ısısı düşürülmüş karanlık mağarada biscottileri kurutmaya başladı.
tembel dediysek, fotoğraf çekmeyi ihmal edecek kadar değildi. ama pek uğraş verdiği de söylenemezdi. bu tembel bünye sizi vintage tadında bir fotoğrafla baş başa bırakıyor ve izninizle, köşesine çekilip, dünya ile irtibatını kesmek istiyor.
bünyeyi daha fazla sarsmadan son bir isteğini de iletsem, kırmazsınız değil mi?
tanısaydığınız çok seveceğiniz bir dost için dua etmenizi rica ediyorum. onun yazacağı daha çok şey var. bu yüzden lütfen dua edin de, susmasın kalemi... imza: novellanın tembel bünyesi
7 yorum:
bilseydim çaya gelirdim tüh kaçırdım bunu :))
canım gel derdim de, biscottilerin kurutma kısmında ciddi yanıklar olunca çöpü boyladılar, ne yazık ki. ama sen istersen yanık kokusunu içine çekmeye gelebilirsin :)
:)) yanık kokusu kalsın sonra burnumdan gitmiyo eline sağlık yinede :))
Fotoğraftan şeklen gayet düzgün görünüyorlar. Tek sorun yanık olmaları mıydı? Şekil vermenin en kolay yolu: Koca bir parça parşömen kağıdını tezgaha ser, tahta kaşıkla hamuru ortasına aktar, parşömenin yanlarından alttan ellerini sokup üzerine kapayarak bastır ve düzle. Aynı mantıkta şekil ver. YA DA ellerini ıslat, bırak damlasın ama kurulama, sonra şekil ver. Hani, oldu da bir daha denersen diye. Yayılmaları da gayet doğal.
cenkcim aslına bakarsan, gayet başarılı olmuşlardı ama ikinci kez pişirme kısmında ufak bir şanssızlık yaşadım. tavsiyen için teşekkürler. kesinlikle deneyeceğim ve bu sefer malzemeden çalmayacağım :)
canımm öncelikle annenin anneler gününü en içten dileklerimle kutluyorum:) birlikte nice mutlu yıllar diliyorum.
biscotti enfes görünüorr.ellerine sağlık.ben ilk defa duyuyorum.sayende öğrenmiş oldum:)
Arkadaşına acil şifalar diliyorum.Allahın izniyle sağlığına kavuşmasını,yazılarına devam etmesini canı gönülden diliyorum.
sevgilerimle.
saolasın kamikaze... biscotti nefistir, hele de cenkin tarifi ile ağızda dağılır, yedikçe yiyesin gelir :)
arkadaşım iyi, daha da iyi olacak Allahın izni ile...
ve anneme gelince kocaman sarıldım bir kez daha, bir kez daha, bir kez daha... iyi ki varlar değil mi
Yorum Gönder