18.02.2011

Boşluğuna Yazılan Bir 'İyi Ki...'



baktığım, boşluğum.
gördüğüm, boşluğun.

söylenecek bütün sözlerin söylendiği o noktada, senden geriye kalanlara bakıyorum. kayıtsız bi' gidiş bu benimki biliyorum, boşluğunu geride bırakıp yürüyorum. ister istemez dönüyor insan bir veda anında, ardından sallanacak bir ele bakıyor. sol else, gülümsüyor. sağ elin avuca batan tırnaklarını görmezden geliyor. hangimiz kanayan bir avucun ayırdındayken gidebilir ki. kendi bıraktığım boşluğu da arkamda bırakıp, geriye kalan onca güzel ve özel şeyin üzerini örtmeye hazırlanan bulutsu yapının orta yerinde, yani senden kalan o kadifemsi boşlukta bir parça soluklanıyorum; biraz yoğun, teselliden henüz nasibini almamış, biraz bordo; koyusundan. hatıralar böyle zamanlarda ne de kuvvetli bir tutkaldır, değil mi? an'da kalırsın. o anda. oysa zaman akıp gider. işi bu! şaraba yenik düşen bir kırmızılık şimdi benimki...

en zoru sabaha uyanmak, insan o boşluğa bile sarılmak istiyor, belki de bu yüzden, gözlerimi kapatıp, yürek yordamı ilerliyorum gün içinde yolumda. sonra aniden duruyorum. baktığım, boşluğum. gördüğüm, boşluğun. o boşluğa akıtıyorum bize dair ne var ne yoksa. herşeyin üzerini kaplıyor huzur, aniden, hiç tereddüt etmeden, gülümseyen bir yüze dokunuyor ellerim. yüz benim. ellerim senin.

istediğim, senden, senden kalan boşluğun acısına dair bir iz bırakmadan gidebilmek. kaldıysa da, silik de olsa o izi zamanla görmezden gelebilmek. senden geriye, hep bulduğum, sığındığım, gülümsediğim huzur kalsın istiyorum, benden sana kalan ne hiç bilmiyorum. ellerim hâlâ yüzümde. yüzümde eski zaman gülümsemesi,  biraz ürkek ve çokça istekli. kapıyorum gözlerimi. duyduğum; istediğin oldu diyen bir haberci, etekleri zil çalıyor sanki. nasıl da mutluyum. sana dair, yüzlerce 'iyi ki'lerim var biriktirdiğim. yollarıma onları serdim. büyümeye gidiyorum. düşerim gene biliyorum. yürümeyi öğrendim, koşmayı da ama çakıl taşları da duruyor işte durduğu yerde. hayat, biraz da çakıl taşlarından bir kolleksiyon yapabilmek değil mi? bazılarından zıplar geçerim. geçtim de. bazılarına takılıp düşebilirim, biliyorsun düştüm de. bunu en çok sen bilirsin. en çok sen... öyle çok yara almıştı ki yüreğim, büyürken olur böyle şeyler, demiştin. herkes kendi yarasını kendi sarar dediğin gün, okşamasan yaramı parmak uçlarınla, acaba öğrenebilir miydim? biliyorsun değil mi, iyi ki(m), ben senle yaralarımı sevmeyi öğrendim. sadece bunun için bile çok teşekkür ederim.



.

4 yorum:

guguk kuşu dedi ki...

evet ben de insanın yaralarını sadece ve sadece kendisinin sarabileceğine inanıyorum ancak cesaretlendirici bir cümle, hafifçe bir omuza vuruşa da kim hayır derki:D

novella / विश्व dedi ki...

tut ki dedi gugukum, inanma :)

Elif Gizem dedi ki...

o "iyi ki"lerin var ya senin; yaşama sürüklüyor beni, içimi ısıtıyor...

novella / विश्व dedi ki...

sesin ne güzel geldi bir bilsen... içim ısındı bulutlu bir sabahta.