6.03.2011

Kız Çoçuğunun Büyümesi



Bir kız çocuğunun büyümesi ne zaman biter acaba? İlk âdet gördüğünde mi, 18 yaşını doldurunca mı, evlenince mi, saçına ilk ak düşünce mi?

Bence hiçbiri değil. Bir kız çocuğu büyümez, kaç yaşına gelirse gelsin asla büyümüş gibi hissetmez kendini. Son nefesini içi arzularla, heyecanlarla dolu bir kız olarak verir.

Ama değişim yaşar. Hayat o kızı sürekli değiştirir ve bu değişimlerin hiç şaşmayan bir aktörü vardır: Bir erkek. Geriye bakınca Ahmet’in bile beni olgunlaştırmış olduğunu anlıyorum, Tarık’ın etkisi daha az bile olsa onun da faydası oldu ama kişiliğimdeki en büyük değişimi yaşlı bir erkeğe borçluyum. Aramızda ne aşk, ne cinsellik, ne aynı ülkeyi,aynı dili paylaşma durumu bulunan, kısa bir süre tanıdığım bir erkek.

Şu anda başka bir Maya var. Daha huzurlu, daha sevecen, daha anlayışlı.

Son günlerde kendimi, Ahmet’i bile anlamaya çalışırken yakalıyorum. Daha doğrusu anlarken. Onun da herkes gibi sorunları vardı. Beni de seviyordu oğlunu da. Belki de bu ilişkinin kopmasında benim hırçın kişiliğimin de etkisi olmuştu.

Gerçekten hırçın olan hiç kimse bunu kabul etmez, edemez. Gerçekle yüzleşebilmesi için ancak o ruh durumundan çıkmış olması gerekir.

Eski Maya’nın güvensizliği, onu bu sert dünyaya dişlerini göstermeye itiyor, açık vermemek için sert bir kabukla çevreliyordu. Yıllar boyunca Kerem’i eleştirmiştim ama asıl bunu yapan bendim. Aşırı denetimci, hayatın her anını ve etrafındaki insanları kontrol etmeye çalışan bir genç kadın... Oysa hayat karmaşık yollardan oluşuyordu, hangisine gideceğine de her insan kendi karar veriyordu. (*)
  




(*) Zülfü Livaneli / Serenad kitabından alıntı


.

Hiç yorum yok: