bir sabah
güneş göz kırpıyor bana ve ben istanbul'u özlüyorum, bir vapur kalkıyor üsküdar'dan, içinde ben. boğazı geçiyorum sabah erken. hayal bu ya... yanımda sen. denize karışıyor kokun, dalga dalga çoğalıyor sonra. sen bilir misin, ne çok küçük öpücüğün hevesi kırıldı bu havalarda.
başka bir sabah
güneş göz kırpıyor bana ve ben seni özlüyorum, bir anı kalkıyor yüreğimden, içinde kocaman bir sen. yılları geçiyorum derken. hayal bu ya, sana varıyorum aklımda hiç yokken. tenime karışıyor kokun, tüy tüy kabarıyor sonra. sen bilir misin, ne çok büyüktü sevdam ve ne çok buz tuttu soğuğunda.
bu sabah
güneş yine göz kırpıyor bana ve ben artık gitmek istiyorum uzaklara. yok cancağzım, bunun ölümle ilgisi yok. yok, bu sabah değil bu dank ediş kafama. yok! bunun seninle bir ilgisi yok. cesaretimi kaybettim ben geçmişte bir zamanda. sen geçmişimden onu getirensin bana. bu yüzden cancağzım, şairin de dediği gibi, yoksuluz, gecelerimiz kısa, dört nala sevişmek lazım.
her sabah
sen gene de şairi yanlış anlama, bana da bakma. niyet önemlidir lakin, harekete geçmeyi de hafife alma. şaire yaparsam bir gönderme: ölümlüyüz şu dünyada, günlerimiz kısa, uzaklara gitmek için önce yola çıkmak lazım, unutma!
.
görsel:vladstudio
13 yorum:
ölümlüyüz şu dünyada, günlerimiz kısa, uzaklara gitmek için önce yola çıkmak lazım, unutma!
Ben bir yola çıktım yakın zamanda ve senin sesin ile aydınlandı yolum, kapatılmamasına kızdığım aydınlatma direklerinden değilsin sen, sen hep ol yanı başımda...
Seni seviyorum...
Sensin o, evet evet sensin...
İlk okuyuşta sevmem, tanıdık gelmen, acabalarım, kuşkularım, ben bu üslubu tanıyor muyum, ne kadar da benziyorlarım, ılık ılık içimin ısınması boşuna değilmiş...
Evet, sensin...
Kuşları gökyüzünde gördün değil mi?
Bir anda havalandılar
Bir anda durdum
Bir anda karelendiler
Yaşar'ın kuşlar şarkısı düştü aklıma, dinlemeden olmaz!
Kuşları gökyüzünde gördün değil mi?
Bir anda havalandılar
Bir anda durdum
Bir anda karelendiler
Yaşar'ın kuşlar şarkısı düştü aklıma, dinlemeden olmaz!
e hadi !
...
sazanım benim, yüreği elinde, içi yüzünde, sesi kulağımda kadın... yolun açık olsun. yolun, yolculuğun keyfini çıkart. bırak varmasın yollar bir yere. sen yol ol, yolcu ol, yolculuk ol, git gidebildiğin kadar ileriye... sakın ola bekleme. yoksuluz sazanım, çok yoksuluz AŞK olmayınca yürekte...
bu aydınlatma direği de seni seviyor... (bak kızım bu iyi birşey değil mi, rezil etme beni aleme :))
evet benim aysemam, biraz daha büyüdüm, hüzünlerimden arındım. öyle mi yansıyor bilmem ama artık yüküm o kadar ağır gelmiyor bana :) sevgiyle öperim. içtenliğini severim.
nası lda severim ben o şarkıyı.... bak uzu nzaman olmuştu dinlemeyeli... teşekkür ederim güneş. geceye renk gelecek :)
neyse ben tutan kendimden başka umam... kendimi ezip geçebilmeli...
ne çok şey sığdırdım her bir noktaya ve sen kadın ne iyi ettin de geldin gitmelerimin üzerine...
Aklım sıra sakin bir pazar geçirecektim... bütün kederlerimi cumartesi tüketmiştim çünki. Sonra .. yazını.. yazılarını okumak gibi dayanılmaz bir dürtüye mağlup oldum.. Ne kadar güzel, ne kadar doğal ve nasıl yürekten geçeni hiç bozulmadan yazabildiğinin farkında mısın evren? Tek bir satırın bile bir roman kadar derin ve güçlü..
Seni kutluyorum .. ne için? bazen kendimi kaybettiğimde kendimi satırlarında bulmama sebep olduğun için..
içtenlikle yazılan yazılar nasıl el sallamayı biliyorlar değil mi... öyle tanıdık bir yüzün, gelip geçerken gülümsemesi gibi. teşekkür ederim hasretimin senfonileri, sabah sabah şımarttın beni. evet, bir kez daha :)
Yorum Gönder