14.04.2011

Vaad Etme




bir bakışın var ya şöyle yandan ve biraz muzur... işte sen ne zaman öyle gülsen, bir kıvılcım süzülür gök yüzümde, bir çift kanat çıkar benim kürek kemiklerimden göğe doğru, yükselirim  en yüksek buluttan da öteye, bakarım oradan umut ve sonsuzluk sözü veren vadilerine... ve sen, ben ne zaman böyle yükselsem, çekersin güvenlik ağı ilgini ufuklarımdan. öyle bir düşer, öyle bir çarparım ki yere, bir kıvılcım yükselir benden geriye. şimşek çakar. gök gürler. griye çalar bütün bulutlar. kuşlar ağlar. kelebeklerim göçer hüzün mevsiminin yaşandığı sol yanıma. ve ben küserim, umutlarımı lime lime eden gülüşünün vaad ettiği yarınlara.
yarım kalan küçük notların akıbetini merak edenlerdenim. şu; kitabın bir köşesine, ajandanın herhangi bir gününe, nereye ait olduğu belli olmayan bir defter sayfasına yazılıp da bir yerde; çekmece içi, kitap arası ya da ders notlarının karmaşasında unutulup gidilen notlara ne olur sonra. kim bulur bir gün onları, ne anlar okuduğundan, ne yapar o kelimeleri. peki ya o kelimeler kime aittirler bulundukları anda. yazmış ve çoktan unutup gitmiş olana mı, bulup da okuyana mı? bir yer var mıdır, terk edilmiş notlar mezarlığı gibi anılan. sahibi olmayan kelimeler buluşurlar mı orada. yeniden anlam kazanmak için beklerler mi kuytularda. soğuk rüzgarlar estiğinde ya da güneş onları kavurmak için tabak gibi gökyüzüne yükseldiğinde ne yapar o kelimeler. nasıl birinin, hangi duygusuna sığınmak ister. acır mı onların da canı, sevinirler mi peki hatırlandıklarında, gülümserler mi anıldıklarında yüreğinin nasıl attığını bilmedikleri yabancılarda. sahi kelimeler de ağlarlar mı yüreği buruk bir kadının gözyaşlarına.

bak yağmur yağıyor yine. gökyüzü patladı az önce. dayanamadı kaybolmuş kelimelerin toplu kederine. ağır geldi bulutlara duygularımın yükü. camdan dişarıyı seyrederken aklıma geldi hırçın denizlerin, düşündüm de, gök yüzün şimdi kimbilir nasıl bir poyrazın yüzünde(n) patlıyordur durduk yere.






.görsel /deviantart

8 yorum:

Pilli Petro dedi ki...

ben bu linki öyle zor buldum ki :((

sufi dedi ki...

Yüreği buruk kadınların kelimeleri de ağlattığı düşünülürse; benim de kelimelerim ağlatmasın diyedir belki bu suskunluğum.Novella'm:gönlümün sesi, aşkım ve iman gücümle doktorların "ameliyat olmazsa 2 ay yaşar" sözlerinin üstesinden gelmeye çalışıyorum bu sıra.O malum 2 ayı doldurmak üzereyim ve hergün iyiye gidiyor durumum.Sen de güzel dualarını sakın benden esirgeme.En yakın zamanda sizlerle olacağım Allah'ın izni ve erenlerin himmetiyle.Seni kocaman kucaklıyorum, sevgilerimle.Tontini.

novella / विश्व dedi ki...

neden zor buldun ki acaba? kocaman kocaman da yazmıştım halbuki :)

novella / विश्व dedi ki...

can sufim, güzel yürekli tontinim, dost dilek... daha anlatacak öyle çok şeyin var ki, senin kaleminde bir başka güzelleşen öyle çok öykü var ki... o yürek hevesle atmaya devam edecek yine yeniden biliyorum ben. biliyorum, çünkü bir akşamüzeri sözü verilmiş ama henüz içilememiş buzlu rakının hatrı var bir kere. ya balkon barda, ya kuşadasında... ya da belki de bambaşka bir mekanda cana cana deyecek daha, cam cama...

yüreğini çok seviyorum. O sana iyi bakacak biliyorum. AŞKla...

Pilli Petro dedi ki...

yazının altında görünmüyo -benim bilg.dan kaynaklanıyor olabilir - yazının başlığını tıklayınca altta yorumlar direkt çıkıyo :)

Mehmet Osman Çağlar dedi ki...

Dostumuz sufi'ye acil şifalar diler,
sana iyi hafta sonları dilerim.

novella / विश्व dedi ki...

saol jivago... bilirsin severim haftasonlarını ve özellikle de pazarı :) teşekkür ederim. ve evet, tontinime acil şifalar...

Tijen dedi ki...

Haziran'da, New York'ta güzel güzel gezesin, tadını çıkarasın. Ama söyleyeyim, bu kent bitmez, bitebilemez. Öyle bir deviniyor ki...