2.01.2011

Koku


limon kokulu, yağmurlu kadınlar vardır.
hiç unutmayan kadınlar vardır.. limon kokulu..
her şeye rağmen.. yağmur kalan kadınlar vardır...(*)

kokunu uzaktan tanırdım, sesini tanıdığım gibi...
dokunuşunu hiç bilmediğim  elinin, sıcaklığını hissederdim, uzaktan.
bahçedeki limon ağaçlarına çok sarılmışımdır sen diye...
bir portakal ağacı var, yatak odamın camından görünen.
her turuncusu sen... senin gözlerin, senin ellerin...
konuşurdu sabaha karşı portakal ağacı, dillenirdi dökülmüş yaprakları.
bir sabah vakti yağmur düşerdi bahçeye, yeşilini parlatırdı duygularımın.
hiç aldırmaz sabahın serinliğine, ayağım çıplak balkona çıkardım.
kokun içinde saklı sanırdım her yağmur yağdığında,
ben yüreğim çırılçıplak, korku(luk)lara dayanır, ağlardım.
dokun bana,
kokun bulaşsın tenime, diye yakaran bir ses duyarsan;
gök gürledi sanma,
aşkımdır şimşek gibi çarpan; dağına taşına... ille de uzağına...




.
Görsel
(*) Lale Müldür

2 yorum:

y. dedi ki...

çok uzun zaman önceydi, yada uzun zaman değil sadece çocuktuk. konya ovasının ortasında izmirli bir kız, izmirli olsa gene iyi kendi de izmir olan bir kız. güneşten kavrulmuş kara tenlerin ortasında her yağmurda insanların deli bu diye baktıkları bir kız. öyle çoraktı ki arazi, bir tek buğdaylar yetişirken yeşili görmek mümkündü. annem o zaman yetişmez denen bahçeye portakal ağaçları dikmişti. yatak odasının camından bir boşluk görmeyi o zaman bıraktık. bir yıl sonra her yağmurda her rüzgarda içeriye inanaılmaz güzellikte narenciye kokusu dolar oldu. sonra yağmur denince hep narenciye kokusu, hem o kurak toprağın açılışı, hep sevgi, hep uğraşı... tıpkı çocukluğumuz gibi.
ve herşeyi bir şiirle hatırlayan ben diyorum ki, senin adındır bu şiirin kendisi.

novella / विश्व dedi ki...

ben kendi izmir, kelimeleri yürek olan o kızı seviyorum. hem de çok seviyorum... iyi ki,...